Final döneminin son haftasındaydım, bir gün sonra okulu uzatmamak için geçmem gereken son dersin finali vardı ancak bu final benim hiçbir şekilde umurumda değildi. Okulu bitirmek, staj yapmak, işe başlamak ve bunun gibi birçok şey artık ilgimi çekmiyordu. Başka birisi olmak istiyordum, ailesini umursamayan, tamamen kendisi için yaşayan ve tüm bunlarla birlikte istediği kadını elde edebilecek cool bir adam olmak istiyordum. Aslında bir çok insanda olmayan şeylere sahiptim ben. İyi bir aile, güzel bir tip, beni seven bir kız arkadaşım ve çalışan bir kafa. Ancak o çok iyi aile bana bir araba bile almamıştı, bir stüdyo daire bile tutmamıştı ve tüm bunları bir arada düşündüğümde çok b.ktan bir hayatımın olduğuna inanmakta idim.
Bu b.ktan hayatımın gidişatında karşıma çıkan Ayça, olmak istediğim bu yeni kişilik için eksik olan en büyük parçaydı. Çok aykırıydı, stüdyo dairesinde tek başına kalıyordu, dansçıydı ve anlık yaşıyordu. Birkaç hafta önce barda tanıştığım bu hatunu tavlayabilmek için takmadığım maske kalmamıştı. Bu maskelere göre “yeni ben”: okulla arası olmayan, tek yaşayan, serseri bir tip olmuştum ve bir şekilde bunu ona inandırmıştım. Söylediğim bu ustaca yalanlar onu etkilemişti ki doğum gününde beni evine davet etmişti. Sanırım işe yarıyordu, ben değişiyordum ve o monoton hayattan çıkıyordum.
Doğum gününün geldiği gün plan belliydi babama haber vermeden arabanın anahtarını alıp doğruca Ayçamın evine gidecektim. Bir gün sonraki sınav s.kimde bile değildi hem ne de olsa ben artık bambaşka bir hayata gidiyordum. Bizimkilerin yüzüne bile bakmadan doğruca aşağı indim, planım tıkır-tıkır işliyordu ve artık yoldaydım ve doğal olarak havalarda uçuyordum. Hemen içki almak için büfenin birinde durdum gerekli olan her şeyi aldım eve varana kadar gevşemem için ihtiyacım olan biraları da ön koltuğa koyarak yoluma devam ettim. Buz gibi biraları yudumladıkça keyfim yerine geliyordu. Bu doğum günü çok özel geçecekti bütün gece baş başa olacaktık ve ardından hep onunla birlikte yaşayacaktım. Dans ettiği bar da barmenlik yapacaktım ve bu şekilde istediğim o aykırı hayata geçiş yapacaktım. Böylesine uçuk bir planım varken ailemin durumu, kız arkadaşım ve okul hayatım aklımın ucundan bile geçmiyordu. Ben “olmayı arzuladığım adam” konumuna geliyordum ve aklımda olan tek şey buydu.
Bir anda telefonum çaldı kız arkadaşım arıyordu, neredeyse iki gündür konuşmamıştık ve benim O’nun sesini duyasım bile yoktu hiç huyum olmayacak bir şekilde telefonu meşgule verdim ve o arada saate de baktım. Saat 23.58’di. Sadece iki dakika sonra yeni hayatıma atılan adımımın doğum günüydü ve saat on iki’yi geçmeden O’nun evine yetişmeliydim. Tam o anda gaza basmaya başlamıştım ki babamın beraber araba kullandığımızda en çok söylediği şey olan şeridini takip etme uyarısını yok saymamla karşıdan gelen arabayla çok sert bir şekilde çarpışmam bir olmuştu.
İçimde çok sert bir acı vardı etrafıma bakmaya çalışıyordum ama kırmızı dışında gördüğüm başka bir renk yoktu. Aşırı dozda uyuşturucu almış gibiydim, çevremde çığlıkların ve hayretlerin karıştığı sesler bulutu dolaşmaktaydı. Babam geldi o an aklıma şeridi takip et derdi hep ama ben etmemiştim. Annem geldi aklıma okul bitmeden araba almayalım, aklım hep sen de kalmasın derdi ama ben arabayı çoktan almıştım. Kız kardeşim geldi aklıma: Ağabey, leş gibi içki sigara kokuyorsun içme şunları derdi ancak ben o gün fazlasıyla içmiştim. Üniversitem gelmişti aklıma bu sene mezun olabilirdim, reklam okulum geldi aklıma belki de bir reklamcı olabilirdim. Tüm bunları s.ktir etmeme sebep olan bu aykırı hayat isteğimin baş kahramanı; Ayça geldi o an aklıma, bilincim kaybolmak üzereydi tam o sırada telefonumun titrediğini hissettim O’ndan mesaj gelmişti mesajda “Canım bizim elemanlar baskın yaptı o yüzden bugün yalan olabilirim sana bir saate haber veririm” yazıyordu zaten kendimi kaybetmek üzere olan bilincim daha bir beter olmuştu cool çocuk pek umursanmamıştı, ani bir plan değişikliğinde kestirip atılmıştı. Son bir güçle tekrar telefona baktım saat tam 00.00’dı. Yeni hayatım dediğim o güne aslında girmiştim ama ne bedenim ne ruhum artık ortada yoktu. İnsanın en saf haline ölümle burun buruna olduğu o anda büründüğünü fark etmiştim ve o an aklıma gelen ilk şey ailem olmuştu. Arabadan çıkıp evime gitmek istiyordum ama yapamıyordum vücudum kaskatı olmuştu ve bilincim tamamen kayboluyordu sanırım benim için son gelmişti, ölüyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder